‘SANTRAL DÜNYANIN EN GÜVENLİ TESİSİ OLACAK’

Rosatom – Akkuyu Nükleer A.Ş. medya semineri düzenlenen toplantı ile gerçekleştirildi. Seminere, NGS Yapı İşleri Direktörü ve Genel Müdür Birinci Yardımcısı Sergei Borisovich Butchkikh, Fransız Assystem firmasının Ünite Koordinatörü Alexia Sergeant, Nükleer Enerji Yüksek Mühendisi Korcan Kayrın, Mersin Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gökhan Arslan ve çok sayıda basın mensubu katıldı.

NGS Yapı İşleri Direktörü ve Genel Müdür Birinci Yardımcısı Sergei Borisovich Butckikh seminerin açılış konuşmasını yaparak bir sunum gerçekleştirdi.

KAPASİTE TOPLAM 4 BİN 800 MEGAWATT

Butckikh, konuşmasında şu cümleleri kullandı: “Bugün burada, Türk- Rus ortaklığı ile en son teknoloji ile inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili en güncel bilgileri sizlerle paylaşmak için buradayız. Aslında birazda olsa bu projenin tarihçesine değinmek istiyorum. Bu projenin tarihçesi 2010 Yılına dayanıyor. Bu tarihte Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında anlaşmanın yapılmasıyla bu proje başlamış oldu. Bu projenin finansmanı Rusya Federasyonu tarafından sağlanıyor. Proje ile ilgili genel bilgileri paylaşmak adına sizlere şunu bildirmek isterim ki; nükleer santral dört güç ünitesinden oluşacak. Toplamda 4800 megawatt toplam kapasiteye sahip olacak. Ben burada bir hususu çok net ifade etmek istiyorum. Eminim ki bu santral, dünyanın en güvenilir nükleer tesisi olacak. Bunun gerekçelerini de şuna dayandırmak istiyorum; kullanacağımız reaktör tipleri hali hazırda başarılı bir şekilde dünyada 5 adet işletmeye sunulmuş durumda. Dört tanesi Rusya’da, bir tanesi de Belarus’ta kullanımda. Nükleer santralde kullanılacak reaktör tipi yeni nesil olarak tabir edilen 3+ nesil olacak. Santralin işletme ömrü 60 sene olup, 20 sene daha uzatma imkanı olacaktır. İşte bu gerekçelere dayanarak inşa etmekte olduğumuz nükleer santralin en güvenilir nükleer santral olacağını hiç çekinmeden söyleyebilirim. Proje kapsamında gerçekleştirilen işlere bağlı olarak bir hususu sizlerle paylaşmayı uygun görüyorum. Projemizde yerli şirketlerin yer alması için olanaklar ve fırsatlar sunulmaktadır. Halihazırda projemizde 400’ün üzerinde büyük, orta ve küçük ölçekte şirket yer almaktadır. Halizarda inşaat sahamızda 8 bin işçi istihdam edilmektedir. İnşaat dönemimizin zirveye ulaştığı dönemde ise saha da 12 binden fazla işçinin istihdam edilmesi ön görülüyor. Bu elbette ki devasa bir güç anlamına geliyor. İnşaat dönemi bittiğinde işletme dönemine geçilecek. İşletme döneminde de yaklaşık 4 bin kişinin istihdamı sağlanacak. Projemiz kapsamında önemli olan bir hususa daha değinmek isterim. Santralimizde istihdam edilecek kişilere yönelik özel eğitim programı uygulanmakta olup, bu kişilerin Türk vatandaşları arasından seçilip, eğitime tabi tutularak, daha sonrasında santralde istihdam edilmesi ön görülmüştür. Bunlardan 600 kişi Rusya’da ki eğitim kurumlarında yetiştirilecektir. Bu program kapsamında 186 kişi Rusya’da ki eğitim kurumlarında eğitimlerini tamamlamış ve şirketimiz bünyesinde istihdam edilmektedir. Bunların 3 tanesi Mersin bölgesindendir.”

”BİRİNCİ ÜNİTE ARTIK NET OLARAK GÖRÜLÜYOR”

Konuşmasının devamında, Akkuyu NGS faaliyete geçtiğinde Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak kapasitede olacağını vurgulayan Butckikh, ”8 Nisan 2020’de ikinci ünitenin yapımı için resmi olarak ruhsat alındı ve yapımına geçildi. 3 Mayıs 2020’de de 3’üncü ünitenin çukur kazısı için sınırlı çalışma izni alarak çalışmalara başladık. Şu anda inşaat sahamızda 3 üniteyle ilgili çalışmalar önceden onaylanan program kapsamında eş zamanlı devam ediyor. Bizim için önem arz eden bir olay daha var; Haziran 2020’de birinci ünitenin iç koruma binasının montajı yapıldı. İkinci ünitenin inşaatında ise ‘kor tutucu’ dediğimiz çok önemli bir ekipmanın Kasım 2020’de tasarımda öngörülen yerine kurulumu tamamlandı. Kor tutucu ekipmanı, korun içine yerleştirilen ve tasarım dışı bir kaza olması durumunda farklı maddelerin sızmasını her türlü önlemeyi sağlayan bir ekipman. Bu zor ve karmaşık inşaat sürecinde Türk inşaatçılarının, tedarikçilerinin maharetlerini, ustalıklarını ve işe olan hakimiyetlerini vurgulamadan geçemeyeceğim. Örneğin, 137 tonun üzerinde ağrılığa sahip konsol kirişinin yerine yerleştirilmesi çok zor, ancak Türk inşaatçıları bunu başarıyla yerine getirebiliyorlar. İnşaatın yanı sıra ekipman imalatı da devam ediyor. Bizim için geride bıraktığımız eylül ayında çok anahtar bir olay gerçekleşti; birinci ünitenin reaktörün ana ekipmanı buhar jeneratörü inşaat sahasına tedarik edildi. Bu ekipman 350 tonun üzerindedir ve fabrikada imalatı 36 ay sürmektedir. Artık 400’ün üzerinde imalat fabrikalarında birinci ünite için ilgili ekipmanların imalatına başlanmış durumda. Geçen yılın son aylarında tribün ekipmanın da son aşamasına gelindi, inşaat sahasına sevkiyatının da mart ayında gerçekleşmesini bekliyoruz. Bir diğer önemli ekipman da boru hatları ki, bunlar da Rusya’da imal ediliyor. Yaz aylarında basınç kabının kurulumunu yaptıktan sonra gerekli elementlerin tasarımda öngörülen yerlere kurulumu yapılacak. Tüm bu işlerin yanı sıra gerekli izin çalışmalarını da sürdürüyoruz. 4’üncü ünitenin inşaatına başlamak için geçen yıl 12 Mayıs’ta Nükleer Düzenleme Kurumuna başvuru yapıldı. Kasım ayında da 3’üncü ünite için inşaat lisansı alındı. İnşaat lisanslarının alınması 3’üncü ünitenin inşaatına geçilmesi için gerekli tüm hazırlıkların tamamlandığı anlamına geliyor. Birinci ünite artık net görülüyor. İkinci ünite sürüyor ve 3’üncü ünite için kazı çalışmaları sürüyor. Bir nükleer santral sadece nükleer güç üniteleri veya binalardan bir tesis anlamına gelmiyor. Çok sayıda yardımcı binalar var. Batı ve doğu inşaat ve montaj üsleri adeta bir fabrika faaliyette. Nükleer santrali Akdeniz’in kıyısındaki bir bölgede yapıyoruz. Bu nedenle deniz hidroteknik yapılarının da olması gerekiyor. Kıyı koruma yapıları örneğin deniz hidroteknik yapılarındandır. Beton gibi malzemeler yüzde 100 yerli malzemeden tercih ediliyor. İleride yerli piyasadan temin edilmesi öngörülen malzemelerin yüzde 40’ının yerli piyasadan tedarik edilmesi projede öngörülüyor. Kıyı koruma yapılarında kullanılan malzemeler burada üretilip inşaat yerinde de kullanılıyor.” şeklinde konuştu.

”BÜYÜKECELİ’DE SANTRALE 2.5 KİLOMETRE UZAKLIKTA, 3 BİN 500 KİŞİLİK YAŞAM ALANI KURUYORUZ”

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Butckikh, ‘Proje tamamlandığında burası yeniden kasaba haline gelecek, bunun üzerine altyapı çalışmaları yapıyor musunuz? Kaç kişilik bir projeyle başladınız?’ sorusunu şu şekilde cevapladı: ”Aslında bu konuya cevap vermeden önce sizin vasfınızla bütün Gülnar halkına ve yetkili makamlarına özellikle Belediye Başkanlarına çok içten teşekkürlerimi iletiyorum. Çünkü onlar duyması gerekiyor bizim teşekkürlerimizi. Bu konuda bize çok büyük yardım ve anlayış gösterdikleri için. Özellikle eğer son dönemde içinde bulunduğumuz bu pandemi koşullarını dikkate alırsak, bu yerli yetkili makamların bize sağlamış oldukları yardımları, attıkları karşı adımlar, içinde bulunduğumuz koşullardan dolayı bize her türlü kolaylıkları sağladıkları için çok çok minnettarız ekibimiz adına. Çünkü burada gerekçeye dayandırılan hususlar var. Özellikle pandemi koşullarını dikkate aldığımızda. Alınan önlemlere sıkı bir şekilde riayet etmemiz gerektiğini, zorunlu olduğunu dikkate aldığımızda inşaat kapsamında çalışan bu kadar insanın gereken şekilde yerleştirilmesi, ikametgahlarının sağlanması konusunda inanılmaz yardımlarını gördük yerli makamların. Dolayısıyla bu kadar çok inşaat kapsamında çalışan insanlarımızın gereken şekilde ikametinin sağlanması konusunda tedbirlere uygun olarak bazı koşulların yaratılması, bizim projemizin bir anlamda da ilerlemesinin sebeplerinden biri oldu. Şimdi ben bu söylediklerimi rakamlarla sabitlemek istiyorum. Geçtiğimiz yılın son aylarında biz Büyükeceli Beldesinde, sahamızın bulunduğu yere iki buçuk kilometre mesafede orada inşaat alanı diye tabir ettiğimiz, işçilerimizin kalacağı bir yaşam kompleksiyle ilgili proje üzerinde çalışmalara başladık. Yaşam merkezinin ilk etabı tamamlandıktan sonra içinde bulunduğu senenin yaz aylarında başlarında artık işletmeye teslim edilecektir. Yani işçilerimiz orada yaşamaya başlayacak. Toplamda, lojmanlardan oluşacak bu yaşam merkezi ve yaşam alanı 3 bin 500 kişiyi alacak şekilde tasarlanmıştır. Aslında bu güne kadar mevcut yaşam alanlarımız vardır. Sipahili bölgesinde, Büyükeceli bölgesinde bazı yaşam merkezleri var. İşçicilerimizin şu anda kaldıkları yerler. Yeni yapılacakları da dikkate alırsak; bahs ettiğim gibi inşaatın zirveye ulaştığı dönemde, hani 12 bin kişinin üzerinde insan istihdam edilecek diyoruz ya, o dönemi göze aldığımızda bu yaşam merkezlerinin tamamının kapasitesi bu kadar sayıda insanı yaşaması için yeterli koşulların sağlanacağını umuyoruz. Aslında burada biz yaşam merkezi dendiğinde sadece burada insanların gelip kalacağı binayı göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Burada bir takım sosyal, kültürel etkinliklerin düzenleneceği altyapıya sahip bir takım yardımcı olan tesislerinde kurulması da ön görülüyor. Buda orada yaşayacak insanların doğal ihtiyaçlarını karşılayabilsin.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir