Aktay: “15 Temmuz’daki FETÖ darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL altında gidilen referandum, meşruiyeti olmayan bir rejim değişikliğini ülkemize dayatmıştır. Sivil darbe ortamında ‘Evet’ demenin devletin tüm kurumlarıyla desteklendiği, ‘Hayır’ demenin ise adeta yasaklandığı bir dönem yaşanmıştır.” ifadelerini kullandı.
AKTAY: “BASKI ALTINA ALAN OTORİTER BİR REJİME DÖNÜŞMÜŞTÜR”
Halkın iradesinin gasp edildiğini belirten Aktay: “İlan edilişindeki amacından uzaklaşarak demokrasi ve hukuk sistemine yönelik bir saldırıya dönüşen OHAL rejimi; insan haklarını, ifade özgürlüğünü ve her türlü protesto eylemini baskılamanın da aracı olmuştur. KHK’lar eliyle parlamento, yani halkın iradesi gasp edilmiştir. Türkiye’yi tek tipe sokmak için sendikalar, meslek oda ve birlikleri ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik operasyonların ardı arkası kesilmemiştir. AKP iktidarının muhaliflerine bir sopa olarak kullandığı OHAL giderek bu faşizan sınırlarını bile aşmış; sağcı-solcu, muhafazakâr-sosyal demokrat, kimseyi ayırmadan tüm toplumu baskı altına alan otoriter bir rejime dönüşmüştür. OHAL ile ülkemizde hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmamıştır.” şeklinde konuştu.
AKTAY: “GELİNEN NOKTADA TAKIM ELBİSELİ DARBECİLER HALİNE GELMİŞTİR”
Sözlerine devam Aktay: “İlan ederken bir buçuk ay bile sürmeyecek dedikleri, milleti etkilemeyecek dedikleri OHAL bardağı çoktan taşırmıştır. Sabır testisi kırılmış, toplumun büyük çoğunluğu OHAL rejimine artık yeter demeye başlamıştır. Bugün iktidar partisinin ve yeni ortaklarının Türkiye’yi uçuruma adım adım yaklaştıran OHAL’i bir kez daha uzatmanın peşindedir. Postallı darbelerle mücadele etme vaadiyle gelenler, gelinen noktada takım elbiseli darbeciler haline gelmiştir.” şeklinde konuştu.
AKTAY: “SADECE BU MEYDANDAN DEĞİL”
Taleplerinin kesin olduğunu dile getiren Aktay, halkın iradesine karşı işlenen bir suç haline gelen OHAL rejimine derhal son verilmeli olduğunu belirtti. Hukukun askıya alındığını, parlamentonun yok sayıldığını, milli iradenin tanınmadığını, milletvekillerinin rehin alındığı faşizm düzeni ortadan kalkmalı gerektiğini belirten Aktay: “Sendikalar, meslek odaları ve birlikleri ile sivil toplum örgütlerine yönelik iktidar gücü ile uygulanan sindirme politikaları son bulmalıdır. Sivil darbe ile tek koltukta birleştirilen yasama, yürütme ve yargı erkleri, yeniden, çağdaş demokrasilerde olduğu gibi kendi koltuklarına geçmelidir. Sadece bu meydandan değil. Türkiye’nin 81 ilindeki meydanlardan Ankara’daki Saraylıları uyarıyoruz. Bizler OHAL değil, demokrasi istiyoruz” diye kaydetti.
KEMAL GÖKSOY: “UYGULAMAYA KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ”
Konuşmasını gerçekleştiren DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy ise, “OHAL ile en çok emekçiler zarar görüyor” şeklindeki sözleriyle dikkat çekerek, Mersin’de belediyelerde bulunan birçok işçinin işsiz kaldığını vurguladı.